Ana içeriğe atla

Hakim Bey, go home!

Kimdir bu TAZ: Hakim Bey diye merak etmiştim birkaç sefer. Merak kediyi öldürürmüş ama ben merakımın kamçılanmasından pek hoşlanmadığım, meraktan ayrıca zevk almadığım için üstüne gitmedim. Cioran ve Hakim Bey, adını değer verdiğim insanlardan çokça duyduğum iki yazar. Değer vermeden sevdiğim insanlar da hep Subcomandante Markos filan diyorlardı. Adam otoriteyi o kadar dışlamış ki kendisine isim olarak bile "Kumandan" değil "Kumandan Muavini" ismini uygun görmüş. Eşcinselmiş. İnterneti kullanıyormuş. Böyle gevezeliklerle zaten karışık olan kafalar (1975 ve sonrası doğumluların kafaları doğuştan karışıktır, eski tüfek deyimleriyle söyleyecek olursak) bir de üstüne tütsülenmiş oluyordu. Kumandan Muavini için CIA ne düşünüyorsa ben de aynısını düşünüyorum: Salahana! Bırakın bıraktığımız yerde otlamaya devam etsin. Hakim Bey ise Muavin kadar sığ değilmiş gibi görünüyor. Şiddet vurgusu açıkça olmasa da büyük kavramları çok fazla kullanıyor olması ve İslam'a sapık tarikatlar veya daha doğrusu batınilik diyelim de sevenleri gücenmesin, batınilik üzerinden göz kırpması tütsüyü yoğunlaştırıyor. Büyülenme ve körleşme oranı artıyor.

Hakim Bey'i okumaya katlanamadığımı hemen söylemeliyim. Libya'ya gitmiş, Kaddafi sempatizanı olmuş; Col. Q. diye sevdiğini belli ettiği A. K. (Albay Kaddafi, yanlış anlaşılmasın) sufidir ve İslamcıları bu yüzden kızdırmaktadıra getiriyor lafı. Bence Libyalılar bunu adam yerine koyup konuşma yaptırdılar diye "Patron"a yalakalık yapıyor aklınca. Fakir "Yeşil Kitap" okuduğunda Hakim Bey (ukalalığa bak bir de; kimsin ki kimin hakimliğini yapıcan) daha situasyonizm filan gibi burjuvaca işlerle uğraşıyordu. Ki benim gözümde iflah olmaz bir 80 Dönemi şeysidir Hakim Bey. Gerçek ismi de bir şeydi ama şimdi uğraşmayayım.

Hakim Bey, özetle Allahsız sufi anarşizm diyor. İslamın heretik yollarından edineceğimiz mesajlar var diyor. Taktikçi kendisi. En büyük taktiği, yeni milenyumun ilk artist filozofunu oynaması. Aslında artistliği de filozofluğu da tartışılır. Pasifist desen, bir pasifiste göre hem kuru ve ruhsuz hem medyatik ve sorumsuz. Pasifist bitki gibi olmalı. Kaldı ki Hakim Bey pasif olmaktan yana değil. Aksiyon adamı sözde. 50 sayfalık uyduruk kitaplar çıkarmaktan başka aksiyonu da yok. Endişesiz oyunlar içinde görüyorum kendisini. Süreyyyya Evrrrren, Cem Ceminay ve Hakim Bey bir bütündür bölünemez diye düşünüyorum. Böyle. Geçelim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun