Ana içeriğe atla

Popülist şiir dersleri için bir uyarı

Popülist şiir derslerine katılacağını söyleyen çok sayıda insan var. Yerimiz fazla büyük olmadığı için dışarda/ayakta kalan olmasını hiç istemeyiz. Bunun için geleceği kesin olan arkadaşların fayrapper@gmail.com adresine teyit göndermeleri uygun olur.

Bir de soranlar oluyor; derslerde kadın-erkek ayrımı yoktur. Tek beklentimiz gerçek ilgi ve devamlılıktır. Sadece bir kereye mahsus gelmek isteyen olursa ona da kapımız açık; fakat sürekli gelebileceklerle birlikte hareket etmeyi daha çok tercih ederiz.

Ayrıca şunu da söyleyelim, bu derslerin tek resmiyeti konunun ciddiyeti olacak. Karşınızda gönüllü bir öğretmen olarak bulunacağım. Modern öğretim yöntemlerini edinmiş, teorisi ve pratiğiyle öğretmenlik pazupendine pardon diplomasına sahip biri olduğumu da söyleyeyim. Birinci yıl öğretmen-yönlendirici merkezli bir ders işleme biçimimiz olacak. Bilgi verme-Sunuş (Introduction) ağırlıklı teknikleri uygulayacağım. İkinci yılsa nispeten öğrenci merkezli bir yaklaşıma bel bağlayacağım. Her iki yıl "öğrenirken ve öğrenirken düşünme" stratejisini izleyeceğiz.

Biraz da dersin amacından söz edeyim: Dersin amacı konuyu baştan sona ansiklopedik bir yolla öğrenmek değil, ayrım yapabilecek kapatiseye ulaşmaktır. Öğrencinin-takipçinin kavramları ayırt etmesini amaçlıyorum. Kavram derken terimden söz etmediğimiz vs. gibi mesela. Halk, epik, tarih dendiğinde sıradan bir insanın, hatta sıradan bir eğitimli insanın kafasındaki klişeleri bir tarafta bırakarak her takipçi-öğrenci bireyin kendi birikim ve edinme sürecini başlatacağız. Öğrenci merkezli yaklaşım bize öğretmen ne anlatırsa anlatsın öğrencinin ya ezberlediğini ya da kendi ne öğreniyorsa onu öğrendiğini, edindiğini müjdeliyor. Dolayısıyla da tek yönlü bir öğretim stratejisi yetersiz kalacaktır. Biraz zorlayıcı bir hoca, biraz da gönüllü öğrenciyle olmayacak şey yoktur.

Böyle.

ps. Birinci dersin sonunda isteyenler derse hazırlık notlarımı alıp çoğaltabilir. Bunlar sadece ön notlardan ibaret. Dersteki sunuşumu yönlendirmek için. Ama öğrencinin zihnini toparlayıcı etkisi olabilir. Derste tutulacak notlara ben karışmam. Not tutma telaşını bir kenara koyup zihni dinlemeye bırakmak ve serbestçe uçuşan zihnin hafsalasına güvenmek daha güvenli bir yol benim için. Ama herkeste aynı şekilde işlemeyebilir bunlar.

Yorumlar

  1. bu dersler keşke şehir dışında yaşayan bizlere de bi şekilde ulaşşa derim

    YanıtlaSil
  2. ben bunun hakkında bir şey diyicem. konuşmalar kaydedilebilinir. popülist kültür tanıtm toplantısının kaydı var mesela, fazla zor değil sanımca, olmam mı?

    YanıtlaSil
  3. kaydedilse veya metin halinde dağıtılsa iyi olur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun