Hoca fakir bir adamdır. Kıt kanaat geçinir. Geçinebilmek için çalışmak zorundadır. Tarlaya gider, oduna gider, pazara gider. Borcunu ödemekte güçlük çeker, ziyafetleri kaçırmaz, ara sıra -beceremez ama- ufak tefek bir şeyler aşırmaya kalkar, eşeği ölünce matem tutar. Bütün bunlar fıkralarında pekâlâ görülebilir. Böyle olması da tabiidir. Madem ki Hoca'yı halk icat etmiş, halka benzeyecektir. Hoca, gerçekten, zaafları, sıkıntıları, kusurları, korkuları, kısacası her şeyiyle, tam bir halk adamıdır. Bu saydığım hallerse insani haller. Halktan olmak, insan olmayı gerektiriyor. Bu olay, ayrıca, bizi bir gerçek üzerinde yeniden düşünmeye sevkediyor. O gerçek de şu: Yaşayacak sanat, zümrelere değil, halka dayanan sanattır. O da bize insanüstünün değil, insanın halini anlatır.
Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...
Yorumlar
Yorum Gönder