Ana içeriğe atla

Doğu ve Batı Ayrımı


Cemil Meriç Bu Ülke'de sağ ve sol arasındaki ayrımın anlamsızlığına işaret eder: büyük bir politik pastanın çeşitli tavırlar arasındaki ikili ayrımından ibarettir sağ ve sol garabeti, çünkü bir fikir öne sürebilmek için insanın herhangi bir tarafa meyl etmesi sadece saf bir fizik kuralından ibaret değil, kendini güvende hissedebileceği diğer beyinlerin buluştuğu ikili bir platformdur bu, küçük ayrılıkları bütünleştirir ve bu da insan fikrinin hiçbir zaman delemeyeceği bir akıbeti, ikili fikir zıtlığını getirecektir. Ne yaparsak yapalım, bir kısa bir de uzun var. Beyin algısının üstesinden gelemediği bir görüş hastalığı ikili düşünme. Küçük ve büyük, iyi ya da kötü, bu ikilikler elbette daha da uzatılabilir. Sonuç olarak insan algısının maddeyi bir yerinden kavraması gerekiyor ve bu maddenin tasnifi için, bir yerinden tutup kavramlaştırabilmemiz ya da adlandırabilmemiz için de bir nokta seçmemiz gerekiyor. İşte bu nokta, diyalektik düşüncenin başladığı noktadır; anlamlandırabilmek için insanın ikinci bakışı fişlemesi ve sonra da bunu ilk bulguya karşı konumlaması.


İkili düşünce epistemolojik olarak bir totoloji (burada totolojiden kastım aslında farklı olmayanın sanki bir farklılık olarak sunulması). Eninde sonunda, herhangi bir kavramı anlamlandırabilmemiz için olmayan bir ikilik yaratmak zorundayız; bu da bizi hep bu kavramlaştırdığımız zıtlıklar içinde düşünmemize, bizim belirli bir dünya görüşüne saplanmamıza neden oluyor. Peki, Doğu ve Batı ayrımı da temelde olmayan bir ayrımın epistemolojisine mi denk düşüyor? Yani, çokça klişeleşen Doğu ve Batı ayrımı da ''olmayanın bir ilmi'' mi? Evet, Doğu ve Batı ayrımı yüzyılların önyargısı ve sömürü kültürünün bir ürünü. Bir biat ettirme mekanizmasının olmayan epistemolojik kaidesi. Ama bugün Doğu ve Batı ayrımı sadece sosyolojik ve tarihsel bir ayrımdan öte, politik değeriyle öne çıkıyor. Mesela, Cemil Meriç, sağ ve sol ayrımının anlamsızlığına işaret ederken bu kavramların en temelinde saf birer politik tezahürü savunduğunu da unutuyor. Kültürel ve tarihsel bir hat çizmek için oluşturulan epistemolojik algıyla politik algı birbirlerinden tamamen farklıdır. Politik olan herhangi bir ayrım yaptığında gizliden gizliye bir şeyleri hareket de ettirmeye, yönlendirmeye çalışır. Bu anlamda ikili düşünme, verdiği bilginin ve tasnifin de önüne geçer, bir hegamonya savaşına dönüşür.

Doğu ve Batı ayrımı her ne kadar olmayan bir ayrımın tanımlaması olsa da temelde politik bir kaygıdan hareket ettiği için bu ayrımı haklı kılıyor da diyebilirim. Bu nedenle bu ayrımı kullanmak ve bilhassa tüm bulanık yan anlamlarıyla Doğu'yu savunmak, olmayanın epistemolojisini yüklenmek demek değil, haklı bir savaşı namus meselesine dönüştürmek kadar masum bir inanç. Doğu ve Batı ayrımının, hatta bugün bunun üzerinden yürütülen bir savaşın (Doğu'nun yanında yer alarak) günümüz politik iklimi düşünüldüğünde haklı olduğunu düşünüyorum.

Yorumlar

  1. Doğu'dan yana olmak biraz çekici bir anlama sahip. Olumlu karşılıkları da var düşünce dünyamızda..Ama pek o kadar değil.Kıblemiz Kabe Doğu ve Batı olarak adlandırılan ve zihniyet uzantılarına değin varan coğrafyaların ortasında bir tür "orta halciliği" ifade ediyor kanaatimce.Batı fazlasıyla maddiyatçı doğu fazlasıyla maneviyatçı.Kabe ise bir tür denge hâli....

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun