AKP popüler mi popülist mi? Bu noktada şöyle bir yanlış kanı yaygın. Kitle partilerinin öncelikli amacı toplumun olabildiğince çok sayıda kesiminden oy toplamak yani popüler hale gelebilmektir. Bir partinin popülerliği aldığı oy oranından anlaşılabilir, ki bu anlamda AKP’nin popülerliği ortadadır. Fakat popülizmi çokça şüphelidir. Neo-liberal iktisat politikalarını savunan pek çok Batı Avrupa partisine siyaset bilimi literatüründe neo-popülist denebilmesi de, ancak popülizmi kemiksiz bir oy toplama çabasına indirgemek yoluyla mümkün olabilmektedir. Halbuki popülerlik kazanan partilere ancak popüler parti denebilir. Bu partilere popülist ya da neo-popülist demek, halka dayanma-halkı temsil etme ayrımını gözden kaçırmak anlamına gelmektedir. Oyunu almakla temsil etmenin arasına kalın bir çizgi çizmek, ancak “halkın çoğunluğu”nu milliyetçi, otoriter, asker, faşist vs. olarak kurgulayan bir politik tahayyülden bakıldığında gereksizleşebilir. Yani bir partinin oy alabilmek için verdiği mesajla “halkın ideolojisi”nin örtüştüğü, daha doğru bir ifadeyle ilkinin ikincisini kapsayabildiği durumda. Halbuki halkın ideolojisi, dünya görüşü, hayata bakışı; tarihte, dilde, kültürde derin kökleri olan, belki oy alacak kadar atıf yapmanın kolay olduğu, fakat kuşatılması zor karmaşık bir yapıdır. Belki de en büyük yanılgı AKP’nin halkı yanılttığı, kandırdığı, bu yolla elinden oylarını aldığı düşüncesidir. Halbuki durum daha çok, etkin bir fail olarak halkın, oylarını, ayrıntılı işleyişini AKP’nin de bilmediği bir “halk mantığı” uyarınca AKP’ye vermekte karar kılmış olmasıdır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur. Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor. Özellikle, Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder