Ana içeriğe atla

Popülist Kültür'den haberler

Popülist Kültür Derneği'nin kuruluşunun üzerinden bir buçuk aya yakın bir süre geçti. Şu aralar derneğin kuruluşu sonrasında yapılması gereken birtakım evrak işleri ile ilgileniyoruz. Bunlar tamamlandıkça derneğin işlerliği de hızlanacak inşallah.

Hakan Arslanbenzer'in yürüttüğü Popülist Şiir Derslerinin üçüncüsünü geçtiğimiz Cumartesi geride bıraktık. İki yıl sürmesi planlanan bu programın ilk üç haftası giriş mahiyetindeydi. Siz de blogdan az çok nelerin konuşulduğunu takip edebiliyorsunuz. Popülist Şiir Dersleri her hafta Cumartesi günü saat 16:00-18:00 arasında dernek merkezimizde.

Melek Arslanbenzer'in Popülist Psikoloji Dersleri de bu hafta başladı. Önümüzdeki günlerde bu dersler ile ilgili gerekli notlar yine blogda paylaşılacak. Popülist Psikoloji Derslerinin ikincisi 01 Ocak 2011 Cumartesi saat 14:00-16:00 arasında dernek merkezimizde yapılacak.

Bunların dışında ayda bir gerçekleştirmeyi plandığımız tez sunumlarının ilki Alpkan Birelma'nın "Günümüz Türkiye'sinde İşçi Hareketleri ve Sendikalaşma" başlıklı konuşmasıydı. Bunları ve diğer programların kayıtlarını blog üzerinden paylaşacağız önümüzdeki günlerde.

Ocak ayı itibariyle de yeni programlar düzenleyeceğiz inşallah.

Selamlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Taraf, Radikal okuyarak zihni bulanmış İslamcı kardeşlerime

Üstelik kalkıp acaba neden Kürtçe konusunda fetvayı cevaz vermiyoruz diye üstümüze geliyorlar. 1. Kürtçenin resmi dil olması teknik olarak imkansıza yakındır. 2. Şart da değildir; bir katkısı olmayacaktır. 3. Kültürle veya sivil alemle hiçbir ilgisi yok, direkt olarak Türkiye-Avrupa gerginliği tarihinde bir momentumdan ibarettir. Tasfiye veya Hece dergilerini çıkaranların bunları anlayacak zihin açıklığı ve dürüstlüğe sahip olmadığı belli, siz dinleyin bari. Söylediklerimin ulusalcılıkla, Türkçe meftunluğuyla bir ilgisi yok. Kürtçe birçok insanı şu veya bu nedenle rahatsız edebilir. Beni etmiyor. Kürtçeye birçok insan şu veya bu nedenle sempati besleyebilir, ben beslemiyorum. Çocukluk atmosferimde işitmeye alışık olduğum dillerden biri olduğu için Kürtçe bana doğal geliyor, hepsi bu. Doğal ve yörel. Dolayısıyla da neden Kürtçe'yi yüzlerce diğer yörel dilden ayırdederek savunmam yahut övmem gerekiyormuş, anlamıyorum. Sivil olarak anlamıyorum yani. Sivil hayatta, Terekemece veya Kar...