100 + demem lazım aslında. En küçük hesabın 100 lira olduğu zengin kafeleri yani. İslamcı arkadaşlarımın kahve, pardon kapuçino içme merakını bildiğimden (!) tabii karşılamam lazım; ama kazın ayağı öyle değil tabii. Halkın giremeyeceği, bırak girmeyi yanından bile geçemeyeceği, hatta varlığından bile haberdar olmadığı bu kafelerde ne arıyor İslamcı biraderler? Ben bunu sorarım. Kafe sosyologluğu mu yapıyorlar? Biz de seçkin sınıfa dahil olduk, şişko olsak da Adidas eşortman giyebiliriz... mi demek istiyorlar. Ben bundan sadece "şişkoyuz" anlıyorum. 100 liralık kafeler paranı alır; eşeklik baki kalır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur. Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor. Özellikle, Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder