Popülist kültür diye bir laf attık ortaya. Başı sonu çok belli olmayan, henüz bizim için bile bir araştırma konusu olan şu popülist kültür ne menem bir şeydir böyle. Elbette temel bazı kaziyelerimiz mevcut. Bazı arkadaşlar halkın beğenisiyle mi hareket edeceğiz falan diye soruyorlar mesela. Konumuz bu değil. Halkın beğenisiyle hareket edip, onun beğenisine ulaşabiliyorsan ne mutlu. Onun üstüne bir şey de koyabiliyorsan o zaman da ne âla. Halka inmek diye bir laf vardır. Halk inilecek bir şey mi her şeyden önce buradan başlamak gerekir. Halk belki de çıkılacak bir şeydir. Hiç böyle düşünmüş müydünüz? Türkiye'nin milli gelirinin yaklaşık yüzde kırkbeşini cebine ve midesine indiren, toplam nüfusun yüzde onbeşini oluşturan bir kesim Halk'ın en iyi ihtimalle inilecek bir yer olduğunu düşünüyor. En iyi ihtimalle diyorum çünkü çoğunluk Halk'ın aptal ve cahil olduğunu ve kendi çukurlarında yaşayıp gittiklerini düşünmekten yana. İçlerinden "iyi niyetli" sayılabilecekler de halka inmekten, halkın yaşayışını ve kültürünü geliştirmekten söz ediyor. Halka inmek ne demek, nereyi çıktın ki nereyi ineceksin. İnek! Hadi inek.
Elitizme neden karşı olduğumuza gelince, çünkü elitizm kendi başına saf bir kavram olmaktan oldukça uzak görünüyor. Adı üzerinde seçkincilik. Belli özellikleriyle toplumun diğer kesimlerinden ayrılmış olanlar. Bu özellikler prestij, para, makam, eğitim, soy vs gibi başlıklarda toplanabilir. Bunlardan herhangi birine ya da birkaçına sahip olanlar seçkin sınıftan sayılabilirler. Saydığımız araçlar sayesinde kimlik ve güç elde ederler. Bu araçların hiçbiri kendi bünyelerinden üremiş, türemiş değildir. İşte tam bu noktada elitizme karşı olma zorunluluğu ortaya çıkar.
Elitizme karşı olmak bir insanın eğitim yoluyla kendini geliştirmesine, bilgi sahibi olmasına, alın teriyle para kazanıp, bu yolla zengin olmak çok zor da olsa, zengin olmasına, köklü bir aileye mensup olmasına, bilgi ve görgüsü aracılığıyla makam mevki sahibi olmasına karşı olmak demek değildir. Elitizme karşı olmak bu saydığımız şeylerin bunlara sahip olmayan başka insanlar üzerinde birer yaptırım ve üstünlük unsuru olarak kullanılmasına karşı olmaktır. Bir akademisyenin bir köylüye göre daha çok kitabi bilgiye sahip olması birini diğerine karşı üstün kılmaz ya da birinin diğerinin nasıl yaşayacağına dair söz sahibi olmasını sağlamaz. Çoğunluk ve çoğunluğun yaşayışı her şeyin üzerindedir. Bunun karşısına konan her türlü seçkinci yaklaşımın karşısındayız.
Halka inme mevzuuna döndüğümüzde ise halka inilemeyeceğini en fazla halka çıkılabiliceğini söyleyebiliriz. Halka inmekten sözeden insanların sahip oldukları kibir onları herhangi bir yere inmekten alıkoyar zira inilebilecek en aşağı yere inmişlerdir. Yükselmeleri de ancak bu kibirden vazgeçmekle mümkün olabilir.
Elitizme neden karşı olduğumuza gelince, çünkü elitizm kendi başına saf bir kavram olmaktan oldukça uzak görünüyor. Adı üzerinde seçkincilik. Belli özellikleriyle toplumun diğer kesimlerinden ayrılmış olanlar. Bu özellikler prestij, para, makam, eğitim, soy vs gibi başlıklarda toplanabilir. Bunlardan herhangi birine ya da birkaçına sahip olanlar seçkin sınıftan sayılabilirler. Saydığımız araçlar sayesinde kimlik ve güç elde ederler. Bu araçların hiçbiri kendi bünyelerinden üremiş, türemiş değildir. İşte tam bu noktada elitizme karşı olma zorunluluğu ortaya çıkar.
Elitizme karşı olmak bir insanın eğitim yoluyla kendini geliştirmesine, bilgi sahibi olmasına, alın teriyle para kazanıp, bu yolla zengin olmak çok zor da olsa, zengin olmasına, köklü bir aileye mensup olmasına, bilgi ve görgüsü aracılığıyla makam mevki sahibi olmasına karşı olmak demek değildir. Elitizme karşı olmak bu saydığımız şeylerin bunlara sahip olmayan başka insanlar üzerinde birer yaptırım ve üstünlük unsuru olarak kullanılmasına karşı olmaktır. Bir akademisyenin bir köylüye göre daha çok kitabi bilgiye sahip olması birini diğerine karşı üstün kılmaz ya da birinin diğerinin nasıl yaşayacağına dair söz sahibi olmasını sağlamaz. Çoğunluk ve çoğunluğun yaşayışı her şeyin üzerindedir. Bunun karşısına konan her türlü seçkinci yaklaşımın karşısındayız.
Halka inme mevzuuna döndüğümüzde ise halka inilemeyeceğini en fazla halka çıkılabiliceğini söyleyebiliriz. Halka inmekten sözeden insanların sahip oldukları kibir onları herhangi bir yere inmekten alıkoyar zira inilebilecek en aşağı yere inmişlerdir. Yükselmeleri de ancak bu kibirden vazgeçmekle mümkün olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder