Küçük İskender gümüşlük akademisinde yaratıcı şiir atölyesinin konuğu oluyormuş. Ne hoş haberler öyle değil mi? gümüşlük akademisi, konuk, iskender, şiir, atölye, kebap... Bir kelime bir işlem diye bir yarışma vardı trt de ben çocukken, yanılmıyorsam yakın zamana kadar da vardı. Şimdi kelimeleri ard arda sıralarken aklıma o yarışma geldi. Bu adamlar bir bankonun arkasında durup böyle kelimeler uyduruyorlar heralde, uydurdukları kelimeler neyi getiriyorsa onları alıp götürüyorlar. Fantastik bir şey doğrusu. Fantastik olduğu akademiden belli, hayali bir ada kurmuşlar kendilerine, ekoloji falan da var lafları arasında. 15 yaşından başlayan 21 hadi bilemedin 22'yi pek de aşamayan bir hayran kitleleri bile var. Bu yaş grubundaki insanların belli şeylere karşı hayranlık geliştirmeleri kadar normal bir şey yok, bu neredeyse doğa kanunu gibi bir şey. Asıl mesele buna tutulan çanak.
Bu konu sadece Küçük İskender'le de sınırlı değil. Her grubun, her çevrenin, her ideolojinin çanak tutucuları mevcut. "Hayranlık duyulacak işler yapmanın", oluşan hayranlığa çanak tutmanın en basit getirisi fazlaca şişmiş bir egodur. Hayranlık her durumda hayran olunanın konrol edebileceği, sınırlarını belirleyebileceği bir şey olmayabilir ama buna çanak tutmak yada tutmamak herkesin elinde. "Yaratıcı şiir atölyesiyle", kendi kendine kaldığında, bunu başardığında, dalga geçmeyecek bir Küçük İskender getirin bana şairlikten hiç nasibi olmadığını söyleyivereyim.
Bu konu sadece Küçük İskender'le de sınırlı değil. Her grubun, her çevrenin, her ideolojinin çanak tutucuları mevcut. "Hayranlık duyulacak işler yapmanın", oluşan hayranlığa çanak tutmanın en basit getirisi fazlaca şişmiş bir egodur. Hayranlık her durumda hayran olunanın konrol edebileceği, sınırlarını belirleyebileceği bir şey olmayabilir ama buna çanak tutmak yada tutmamak herkesin elinde. "Yaratıcı şiir atölyesiyle", kendi kendine kaldığında, bunu başardığında, dalga geçmeyecek bir Küçük İskender getirin bana şairlikten hiç nasibi olmadığını söyleyivereyim.
Yorumlar
Yorum Gönder