Çekingen yaratılıştayım, utanmasam da utangaç görünebilirim ama hayatım boyu gerçek anlamda utandığım anlar sayılıdır. Yani böyle hakikaten terlediğim, tüylerimin diken diken olduğu, yere baktığım anlar. Nevzat Çelik'in Şafak Türküsü'nü Ahmet Kaya'nın icrasıyla her dinlediğimde utanırdım. Sene 85-86, yaş 14-15... Bizden hemen büyükler, bütün suçu dünyaya bizden birkaç yıl önce gelmiş olmak olan nesil öldürülmediyse ya da yurtdışına kaçamadıysa hapisteydi. İki ağabeyim 1965 ve 66 doğumlu oldukları, yani 12 Eylül darbesi olduğunda üniversite değil lise hatta ortaokul öğrencisi oldukları, 1963 doğumlu ablam da babam tarafından apar topar Almanya'ya götürüldüğü için çekirdek ailemden kayıp olmamıştı; ama genel olarak böyle bir durum vardı. Kaç-Kaç savaşı gibiydi 12 Eylül. İşte bu nesil içerdeyken biz yeniyetmeler gezip dolaşıyorduk. Şafak Türküsü bunu hatırlatıyordu, utanıyordum.
Beni buralarda arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne
...
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice
Acayip sözler. Bu sözlerin şairi henüz 20-22 yaşında, idamla yargılanan devsolcu, o yıllarda hayal meyal bir fotoğrafından hatırladığım kadar kıvırcık saçlı bir ağabeydi. Nevzat Çelik. Ahmet Kaya'nın mevzuu iyice dramatize eden tok ve henüz çiğ sesi. Utanırdım.
Bugün asker vesayetini AB uyumuna kurban eden Anayasa değişikliği yolundaki halk oylamasına katılmayacağını açıklamış Nevzat Çelik. Politika işte böyle bir şeydir. Zulmüne uğradıklarına çekilen harekete iştirak edemeyebilirsin. Nevzat Çelik'i anlayabildiğimi iddia etmek ukalalık olur. Ben sadece aramızdaki utançtan artık utanmadığımı, Nevzat Çelik'e ihanet etmediğimi, bu halkın evladı olarak kaldığımı, mazlumlara zulmedenler arasına katılmayı reddettiğimi söyleyebilirim. Bunun için de Anayasa oylamasına özel bir önem veriyorum. Halka bireysel olarak oy verme fırsatı sunulduğunda bir şey yapmak gerektiğini düşünüyorum. Nevzat Çelik'in sandığa gitmeme kararını saygıyla karşılıyorum. Ne karar verirse versin, ne karar verirlerse versinler, o yılların zalimlerinin karnına bıçak da saplasalar saygıyla karşılamak zorundayız. Haksız yere yıllarca hapis yatmayı kimse kimseye açıklayamaz. Bir ömür boyu istirahat hakkı var böyle insanların. Ben böyle düşünüyorum. Anayasa değişikliğiyle ilgili halkoylaması 12 Eylül kurbanlarının oylaması değil, halk çoğunluğunun, o yıllarda içerdekilere, mezardakilere, dağdakilere, yurtdışındakilere karşı utanan, üzülen çoğunluğun oylaması. Halk 12 Eylülde kurban edilen çocuklarını asla açıktan sahiplenmedi, asla onlara düşman olmadı. Ve onlardan daha çok korktu, korkutuldu. "80 öncesine dönmek" öcüsüyle bizler yetiştirildik. 80 öncesine dönmek istiyorum ben. Bunu her zaman istedim.
Beni buralarda arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne
...
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice
Acayip sözler. Bu sözlerin şairi henüz 20-22 yaşında, idamla yargılanan devsolcu, o yıllarda hayal meyal bir fotoğrafından hatırladığım kadar kıvırcık saçlı bir ağabeydi. Nevzat Çelik. Ahmet Kaya'nın mevzuu iyice dramatize eden tok ve henüz çiğ sesi. Utanırdım.
Bugün asker vesayetini AB uyumuna kurban eden Anayasa değişikliği yolundaki halk oylamasına katılmayacağını açıklamış Nevzat Çelik. Politika işte böyle bir şeydir. Zulmüne uğradıklarına çekilen harekete iştirak edemeyebilirsin. Nevzat Çelik'i anlayabildiğimi iddia etmek ukalalık olur. Ben sadece aramızdaki utançtan artık utanmadığımı, Nevzat Çelik'e ihanet etmediğimi, bu halkın evladı olarak kaldığımı, mazlumlara zulmedenler arasına katılmayı reddettiğimi söyleyebilirim. Bunun için de Anayasa oylamasına özel bir önem veriyorum. Halka bireysel olarak oy verme fırsatı sunulduğunda bir şey yapmak gerektiğini düşünüyorum. Nevzat Çelik'in sandığa gitmeme kararını saygıyla karşılıyorum. Ne karar verirse versin, ne karar verirlerse versinler, o yılların zalimlerinin karnına bıçak da saplasalar saygıyla karşılamak zorundayız. Haksız yere yıllarca hapis yatmayı kimse kimseye açıklayamaz. Bir ömür boyu istirahat hakkı var böyle insanların. Ben böyle düşünüyorum. Anayasa değişikliğiyle ilgili halkoylaması 12 Eylül kurbanlarının oylaması değil, halk çoğunluğunun, o yıllarda içerdekilere, mezardakilere, dağdakilere, yurtdışındakilere karşı utanan, üzülen çoğunluğun oylaması. Halk 12 Eylülde kurban edilen çocuklarını asla açıktan sahiplenmedi, asla onlara düşman olmadı. Ve onlardan daha çok korktu, korkutuldu. "80 öncesine dönmek" öcüsüyle bizler yetiştirildik. 80 öncesine dönmek istiyorum ben. Bunu her zaman istedim.
abi ya yanılıyorsak ya evet yanlış oysa diyecektim ki Allah niyetlere göre yargılar.
YanıtlaSilbu anayasalar falan, diğer zımbırtılar uyum ayağına hep ab'nin istediği şekilde çıkarılıyor değil mi?
YanıtlaSilbiz ab'ye girmeyeceğimize göre, tüm bu uyum ne olacak? tüm bu uyum yasalaı ne olacak? tüm bu evetler neyin eveti olacak?
allah sonumuzu hayr etsin bakalım. gidişat pek iyi değil ya..