Ana içeriğe atla

İki önemli Kemal Tahir kitabı

2010, Kemal Tahir'in 100. doğum yılı. Bu konuda çok az yayın yapıldı, bildiğim kadarıyla hiçbir etkinlik düzenlenmedi. Birkaç köşe yazarı yazı yazdı, birkaç kitap eki küçük dosyalar düzenledi, Fayrap'ta bir dosya yayımladık. İki tane kitap çıktı. Sanırım en önemli yayınlar bu son ikisidir. Birincisi, Kültür Bakanlığı'nın Kemal Tahir kitabı, bir prestij eser hüviyetinde. İkincisi, bir derleme-değerlendirme kitabı. İlkini İstanbul Sosyoloji hocaları, Ertan Eğribel ve Ufuk Özcan yaptılar. Hacimli bir kitap, büyük boy, içinde resimler de var, kuşe kağıda basılmış ve biraz pahalı bir kitap. Kültür Bakanlığının satış yerlerinden alınabilir. İkincisi, İthaki yayınlarından çıkan, Kurtuluş Kayalı hocamızın derlediği yazıları içeriyor. Birinci kitapta benim de bir yazım var. İkinci kitaba yazı yetiştirmeyi başaramadım. Fayrap dosyasında Ali Akyurt'un yazısını (Nisan 2010), Kurtuluş Kayalı'nın derlediği Türkiye'nin Ruhunu Anlamak: Bir Kemal Tahir Kitabı'nda Ezel Erverdi, Kurtuluş Kayalı ve Polat Safi'nin yazılarını, Ertan Eğribel-Ufuk Özcan'ın Kemal Tahir 100 Yaşında kitabında ise Ertan Eğribel'in yazısını, yine Kurtuluş Kayalı'nın yazısını bilhassa öneririm. Bu iki kitap da Popülist Kültür Kitaplığı'nın iki yeni kitabı oldu. Satır satır okunacak, üzerinde tartışılacak ve başka şeyler okumayı ve düşünmeyi gerektirecek tarafları var ikisinin de. Kültür Bakanlığının diğer anma-prestij kitaplarına benzemiyor Ertan-Ufuk hocaların kitabı. Ciddi bir değerlendirme, içeriğine girme, temellendirme ve tartışma kitabı. Övgü ve hayırla yad etme tarafı var muhakkak. Ama konu Kemal Tahir olunca herkes müthiş bir saygı ve disiplin içinde konuşuyor, ters konuşacak olsa bile. Kurtuluş hocanın kitabı ise benim gibi yazı yetiştiremeyenler yüzünden aslında tamamlanmamış gibi algılanabilir ama bağımsız yazılardan oluştuğu için böyle düşünmemek de lazım. Olana bakınca yeni ve önemli bazı hükümler içeren yazılar hemen dikkati çekiyor, ki bu tür armağan kitapların genel dandikliğiyle kıyas edildiğinde (Şerif Mardin Armağanı, mesela, İletişim yayınlarının) okunacak kitap. Hatta biraz okuma yazması olanlar için Kemal Tahir düşüncesine başlangıç momenti yaratabilir bu iki kitaptaki birçok yazı.

Yorumlar

  1. istanbul universitesi'nde bir kemal tahir sempozyumu duzenlendi. basligi 100. yilini anmakla ilgili degil ama bunu gozettiklerini saniyorum.

    YanıtlaSil
  2. populist kültür kitaplığı köşesi yapmanız iyi olmuş, bu kitapların hemen hepsini okumayı düşünüyorum, umarım faydalı olur.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun