Ana içeriğe atla

Türk halkının günahları

Particularism: Kısaca hemşericilik veya akrabacılık diyebiliriz. "Biz bize benzeriz" düşüncesidir. Bunun günah olduğunu ABD-AB Liberal Kapitalist Bilim ve Siyaset Üst Kurul'u buyuruyor. Akrabalarınız şehir dışından gelip sizde kaldığında kaldıkları günün kirasını alın diyorlar. Abim eşi ve üç çocuğuyla gelip bir hafta bizde kalsa adam başı onar liradan 350 lira gelir elde ederiz. Üst Kurul, masrafları çık, vergini öde, Rantiye ve IMF kazansın da diyor gerçi. Böylece 200 lirası kâr olsa, yüzde 50 vergi ödesem, Rantiye ile IMF 50/50 bölüşseler, abim ailesiyle bir hafta bizde kaldığı için her biri 50 TL kazanmış olacaklar. Ben particularism yapmak istiyorum ama. IMF ve Rantiyeye gelince, bir 50 TL çalışır. Fazlasını isterlerse kaçırmaya başlarım. Ne kaçırıyorsun derseniz: Vergi, kız, gümrükten mal, mazot, eşeğin...

Linç: Taraf ve Radikal gazetelerine göre Türk halkı linç seviyor. Mahalle arasında, köşe başında durup durmaktan sıkılan Türk gençleri Alman işçilerin yaşadıkları binaları kuşatıp kundaklıyor ve çıkışları da kapattıkları için yabancı işçiler aileleriyle yanarak can veriyorlar. Türk polisi de linçe katılmak arzusunda olduğu için, doğru dürüst soruşturma yapmıyor, MOBESE'ler karartılıyor ve linç sever Türk gençleri kaçıp kurtuluyor. Aradan bir iki sene geçince tekrar yapıyorlar bunu.

Tecavüz: Her Türk tecavüzcüdür. Eskiden sadece Türk erkekleri tecavüzcüydü. Artık Türk kadınları, Türk çocukları, Türk eşekleri, Türk itleri de tecavüzcü oldular. Mesela Mart ayı gelince Türk kedileri dama çıkıp tecavüze başlıyorlar.

İhtiras Suçları: Dünyada karılarını en çok öldüren erkekler Türk erkekleri zaten. Ama psikiyatr raporu alarak gözetim altında tutulup sonra da bırakılıyorlar. Türk düşünürü Althusser karısını öldürdü ama hatırlamıyor.

Irkçılık: Afrika kökenli vatandaşlar hala ikinci sınıf. Başkan Kennedy'yi bu yüzden öldürdük. Adamcağız Afrika kökenli vatandaşların da otobüslere binebileceğini düşünüyordu. Dallas'ta derin devletimiz sıktı adama. Hala Afrika kökenli vatandaşlara daha az ücret ödeniyor. Afrika kökenlilerin mahallelerinde suç oranı yüzde 34, lise bitirme oranı yüzde 21.

Yorumlar

  1. "hortumculuk" var bir de, esas sahiplerini, hortumlarını da ellerine tutuşturarak yurt dışına gönderdiğimiz, yurt dışından sömürülere karşı da kaynaklarımızı ulu orta ettiğimiz, ama açlıktan bayılmak üzere olan karnı sırtına yapışmış çocuğu,simit çaldı diye hortumla dövdüğümüz yönlerimiz de var bizim...
    kiraz özdemir

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun