Ana içeriğe atla

Popülist Kültür Derneği'ne gelmekten çekinmeyiniz

Adım Hakan, bundan sonra olmaz Şadan. Dernekle adımı ve kişiliğimi (nasıl bir şeyse artık, ben de rahatsızım Hakan Arslanbenzer'den:) aynı şey olarak düşünmeyiniz. Dernek adı üstünde bir dernek. Yapılacak çok iş, atılacak çok adım var.  Bugüne kadar işin çoğunu Fazıl Baş yaptı, geçici ve inşallah ilk kongreden sonra ilk resmi başkanımız. Yeri o tuttu, bütün resmi işleri halletti ve birçok fiziksel şeyi de o yaptı. Nurcan Toprak, Ali ve Emine Akyurt da Fazıl'a hem fiilen hem ekonomik olarak destek oldular. Esma Güneş ve Melek Arslanbenzer de yardım ettiler. Ben hemen hiçbir şey yapmadım, zaten yönetim kurulunda bile değilim. Dernekteki resmi pozisyonum denetleme kurulu üyeliğinden ibaret. Katılım biçimim ise içerikle ilgili. Derneğin ilk faaliyeti olan Popülist Şiir Derslerini ben veriyorum. Yani bu derneği bir Hakan Arslanbenzer şekil şemayili olarak algılayanlar varsa yanılıyorlar. Benim de katıldığım, daha geniş çaplı hatta çok yönlü olmasını arzu ettiğimiz bir faaliyet bu. Dernekle ilgili bazı başlıkları söyleyeyim ve derneğe üye olmanızı rica edeyim. 


1) Birincisi, abi bir şey yapmak istiyoruz ama yerimiz yok diyenler hemen Popülist Kültür Derneğine gelsin. Çünkü popülizmin gereği birbirine yardım etmektir. Kim olursan ol. Bu önemli bir şey, ihtiyacı olana. Bu konuda kendinizi rahat hissedin. 20 kişiyi rahatlıkla alabilen sevimli bir yerimiz var. İnternet bağlantımız ve çay içmek için tesisimiz de mevcut. 


2) Popülist Şiir Derslerinin benim hastalığım nedeniyle verilen aranın ardından yeniden başladığını tekrar duyurayım. Bu derslerin tek sorunu vakit gibi görünüyor. Cumartesi günleri 16.00 gibi M. Köyde olmaya imkanınız varsa hiçbir şekilde gelmekten çekinmeyin. Akademik katılıktan uzak, sempatik diyebileceğimiz bir ambiyans içinde geçiyor dersler. Konuşmak, istediğin zaman girip çıkmak da serbest üstelik. Çay içmem diyen kahve de içebilir. 


3) Derneğe gelip gitmek, bir şeyler yapmak ve yapılanlara katılmak için üyelik kesin şart değil. Gönüllü olanı tabii hemen üye yapıyoruz. Gönüllü olmanız derneğe güç katacaktır. Kafanızda bir düşünce varsa, şunu yapsak iyi olur diye, bunu üyelikle çok rahat geliştirebilirsiniz. Adı üstünde bir dernek bizimki, popülist yani. Hiyerarşik bir yapısı yok, şirket-cemaat-parti dayatmalarından uzak, mesleki sınırlılık söz konusu bile değil. Sen ve ben varız dernekte. 


4) Derneğin kuruluş ilkelerinin başında daima güler yüz, iyi karşılama ve gelene asla git dememe var. Gözlemlediğim şey, gelenlerin beni bile kafalarındaki gibi katı göremedikleridir. Kafalarında buz gibi bir Hakan Arslanbenzer var. Yazılarım buna yol açmıştır mutlaka. Yazarken gıcık olabiliyorum, farkındayım. Ama popülist ortamda buna benim de kimsenin de hakkı olmadığı ortada. Burada iyi niyet, güler yüz ve saflık var. 


5) Saflığı biraz açayım. Sonuçta insanların birbirlerine yakınlıkları siyaset ve günlük yaşama alışkanlıklarıyla kuruluyor. Ama hangi görüş ve yaşayıştan olursan ol, Popülist Kültür Derneğinde buna uygun bir açık kapı ve açık yüreklilik bulabilirsin. Şeffaflık yani. Benim düşüncem şu, sen de buna tabi olacaksın gibi bir şeyden bıktığımız için Popülist Kültür Derneğini kurduk. Başkası bize şu veya bu olmayı dayatıyor zaten. Biz kendi kendimiz olarak neyiz, burada temel ilgi bunun üzerinde. 


6) Dernek üyelik aidatı da işsizler dışında herkesin ödeyebileceği küçük bir şey. Yılda 60 lira. İşsiz arkadaşlar da üyelik başvurusu yapsınlar ama. Onlardan aidat almayız olur biter. Amaç birlikte olmak. Aidat sadece kirayı, stopajı, faturaları ve muhasebeci ücretini ödemek için alınıyor zaten. Bir gelir planı asla yok. 


7) Düzenleyeceğimiz atölyeler için gönüllü olmanızı davet ediyorum. Popülist Şiir Derslerini ben, Popülist Psikoloji Derslerini Melek, Tez Sunumlarını Fazıl ve Ali yürütüyoruz şimdilik. Yakında inşallah Öykü/Hikaye Atölyesi başlayacak. Popülist Sinema sohbetleri yapılacak. Kafanızda bir konuşma balonu varsa, insanlarla yapabileceğiniz bir faaliyet söz konusuysa hiç çekinmeyin, hemen gelin, birlikte dizayn edelim. Sonuçta kültür başlığı altında yapılabilecek çok fazla iş var. 


8) Derneğe gelmek için İslamcı veya Popülist olmak da şart değil, onu da söyleyeyim. Elitistim ben kardeşim ama merak ediyorum diyen de lütfen gelsin. Bu önemli değil. Popülist olan biziz ve insanları yabana atmamak, kimseyi geri çevirmemek ilkelerimiz arasında.


9) Üye olmak için sayfanın sağ üst kısmındaki linkten Üyelik Formunu indirip doldurduktan sonra populistkultur@gmail.com adresine gönderin, üyelik işleminiz başlasın. 


10) Maradona.

Yorumlar

  1. Emre Ozcelik17 Ocak 2011 04:39

    http://www.youtube.com/watch?v=U9I7BfsCrXU

    YanıtlaSil
  2. hakan usta benim merak ettiğim birkaç şey var.
    cumartesi tivıtırda iki üç birşey yazdın geri sildin.
    sonra bu sitede de yine dün veya önceki gün birkaç yazı yayınlandı ve bir süre sonra kaldırıldı.

    söylenenler yanlıştı da ondan mı silindi? yok eğer yanlış değildi ise niye silindi?

    dernek üyesi değilim ama bu soruların cevabını hakikaten merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. yeterince iyi ifade edemediğim şeylerdir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun