Ana içeriğe atla

Popülist Sosyoloji Tartışmaları bu cuma başlıyor

"Popülist Sosyoloji Tartışmaları" başlıklı programımızın ilkini önümüzdeki cuma günü saat 18:00-20:00 arasında gerçekleştireceğiz. İki haftada bir yapılacak toplantıların her biri, kısa bir sunumla başlayıp, önceden belirlenen merkez üzerinden yürütülecek tartışmayla devam edecek. Bu merkez bir kitap, makale, ressam, şarkı-türkü, yönetmen ya da film olabilir. Teoriye de trafiğe de gireceğiz. Toplantıda bunlar bir kalkış noktası, disipline edici bir zemin olarak kullanılacak; dün ve bugünün halk kültürü, halkın günlük yaşayışı, kısacası "halk"ın tanınması, anlaşılması hedeflenecek.

Sağlıklı bir katılım için, ilgili eserin toplantıdan önce okunması / izlenmesi / dinlenmesi, üzerine düşünülmesi öngörülmekte. İlk toplantı giriş mahiyetinde. Muhtemel başlıklara toplantılarda karar verilecek. Yine de, aklımızdaki kalkış noktalarının kaba taslak bir dökümünü vermekte yarar var:

Kitap: Michel de Certeau, Gündelik Hayatın Keşfi 1 -Eylem, Uygulama, Üretim Sanatları- (çev. Lale Arslan Özcan, Dost Kitabevi y. Ankara 2009), Peter Burke, Yeniçağ Başında Avrupa Halk Kültürü (çev. Göktuğ Aksan, İmge Kitabevi y. Ankara 1996),
Murat Önderman, Türkiye'de Devlet, Sosyal Kontrol ve Öznellik (Filiz Kitabevi, İstanbul, 2007), Doğan Ergun, Türk Bireyi Kuramına Giriş, (İmge Kitabevi)...
Türkücü: Muharrem Ertaş, Feyzullah Çınar...
Film: Güneşli Pazartesiler, Neşeli Hayat, Recep İvedik serisi, Bornova Bornova, İki Dil Bir Bavul...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Müslüman Tanrılar

Birkaç sene önce aile dostumuz olan bir adamın şirketine bir iş yapmıştım. Paramı üç gün içinde almam gerekiyordu. Ama adam paramı vermemek için takla atıp duruyordu. Üç gün, beş gün, on gün derken bir buçuk ay geçti. En az on defa gittim geldim adamın yanına. Ve o sıralar hiç param olmadığı için yürüyerek gidip geliyordum. Ya yerinde olmuyor, ya tatile gitmiş oluyor, ya da paranın bir kısmını verip beni postalıyordu. Sonunda, efendiliğimi bozmadan, bu işin bu şekilde olmayacağını, paramı almam gerektiğini bu işin böyle uzamasının doğru olmadığını söyledim. Aynen böyle, bu şekilde. İşte o an olan oldu, adam köpürdü birden. Nasıl ben böyle bir şey söyleyebilirmişim, zaten bu işi çok daha ucuza yaptırabilirmiş, bana yardım olsun diye bu işi bana vermiş, yeğeni falanca çocuğa baksaymışım ya o terbiyeli çocukmuş hiç böyle şeyler söylemezmiş, ben nasıl terbiye görmüşmüşüm böyle, ne kadar ayıpmış, falan filan. Yüzlerce adamla çalıştım, yol yordam biliyorum ama karşımdakinin bir tanrı olduğun