Bülent Arınç bir televizyon kanalında "milletimizden referandumda evet oyu kullanması için mitingler yapabilirdik, bunu yapmıyoruz, bu bir seçim değil, AKP'ye oy vermiş olmayacak vatandaşımız" dedikten sonra başbakan mitinglerle "evet" oyu istiyor. Numan Kurtulmuş, anayasa değişikliğine "evet" diyeceklerini açıklıyor, falan... Referandumda halkın evet/hayır'dan hangisine teveccüh edeceği çoğumuzun merak konusudur sanırım. Bu merak beni de memleket insanımızın eğilimini anlama gayretine sevk etti. Kimi sormadan söylüyor, "evet", kimiyle konuşuyorsunuz; evet ya da hayır çıkabiliyor. Kimi, CHP'nin İslam çağrışımlı "hayır'da hayır vardır" sloganını kullanıyor, CHP'ye hiç de iltifat etmediği halde. Ancak şöyle bir şey var: Önceki yerel ve genel seçimlerde AKP'ye oy verdiğini bildiğim çoğu insan "referandumda hayır" diyeceğini söylüyor. Hayır oyu kullanacacağını söyleyenlerin sebepleri birbirinden çok başka oysa. Kimseden şunu duymadım: "Anayasa değişikliği teklif metnini okudum, o yüzden evet ya da hayır diyeceğim." Evet, halk neye göre karar veriyor? AKP'yi iktidar yapan halk ona tepkili mi? Adam, "anayasa bana ne yapmış ki, neden değişecekmiş ki" dediği halde "hayır" diyeceğim diyor. Bu durumu Türkiye'ye genelleyemeyiz elbette, ancak tek tek konuştuğunuzda önünüze ikna edici sebepler koyamayan halkın nihai kararı bütünsel olabiliyor. Şimdiden kestirmek mümkün değil elbette ama şöyle sorabilir miyiz? Tahminime göre anayasa değişikliği oylamasına "hayır" denilecek, halkın kararı bu yönde olursa çok başka sebeplerle de olsa halk doğru bir kararda mı buluşacak, aynı soruyu aksi durum için de sorabiliriz sanırım.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur. Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor. Özellikle, Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder