Ana içeriğe atla

Memleket Hikayeleri

Nihat Genç’in Memleket Hikayeleri futbol taraftarlığından sinemaya, köyden kente, köylülükten kentliliğe, halkın günlük yaşayışından siyasete, memleket insanının zaaflarından siyasilerin zayıflıklarına, düşünceden sanata, tarihten güncele, doğadan insanın iç dünyasına, hülasa memleket meselelerinin memleket için yorumundan insanlık için bir dünya yorumuna varan ve çoğunun özne kişisi Nihat Genç olan, anı-deneme-hikaye türlerinin birbiri içinde eridiği hepsi bu memleket insanının hikayeleri. Argoyu oldukça rahat kullanan bir yazar Nihat Genç. Ancak bu yazarın niyetine işaret eden bir şey değil. Kullanıla kullanıla argo olmaktan çıkan bir argo gibi geldi bize. Yazarın iyi niyetini ortaya koyma üslubu olarak bile yorumlanabilir belki. Memleket meseleleri deyince fazla hassas, bir bu kadar çaresiz bilinç, öfkesini elbet bir şekilde boşaltacak. Böyle olunca Nihat Genç’in argoyu hakkını vererek kullandığı söylenebilir. Meselelere farklı bakış, (kargalar insanoğluna tenezzül etmeden yaşayabilen ender kuşlardandır diyor yazar ve neden bu kuşun hiçbir şekilde simge olarak kullanılmadığını soruyor.) fıkralarla desteklenen anlatıcılık, ince ve yer yer kara mizah sarıyor okuyucuyu. Birini, ikisini okuyunca üsluba alışıyor, elinizden bırakamıyorsunuz kitabı. Yeni, ilginç şeyler de öğreniyorsunuz. 1950’li yıllarda Amerika ve Afrika’da tahılları yemesinler diye yüz milyon kuş öldürülmüş mesela. Kitabın basımıyla ilgili hemen her yazıda karşılaştığımız teknik bir kusuru da belirtmeden geçmeyelim. I, n ve m seslerinin yan yana olduğu hallerde kelimeleri okumak zorlaşıyor. Kitabın diyecek mesela yazar, kitabm gibi bir şey okunabiliyor ancak. Bu kitabın basımıyla ilgili olumsuz bir durum maalesef. Bu teknik kusur hikayelerin tadını bozamıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Taraf, Radikal okuyarak zihni bulanmış İslamcı kardeşlerime

Üstelik kalkıp acaba neden Kürtçe konusunda fetvayı cevaz vermiyoruz diye üstümüze geliyorlar. 1. Kürtçenin resmi dil olması teknik olarak imkansıza yakındır. 2. Şart da değildir; bir katkısı olmayacaktır. 3. Kültürle veya sivil alemle hiçbir ilgisi yok, direkt olarak Türkiye-Avrupa gerginliği tarihinde bir momentumdan ibarettir. Tasfiye veya Hece dergilerini çıkaranların bunları anlayacak zihin açıklığı ve dürüstlüğe sahip olmadığı belli, siz dinleyin bari. Söylediklerimin ulusalcılıkla, Türkçe meftunluğuyla bir ilgisi yok. Kürtçe birçok insanı şu veya bu nedenle rahatsız edebilir. Beni etmiyor. Kürtçeye birçok insan şu veya bu nedenle sempati besleyebilir, ben beslemiyorum. Çocukluk atmosferimde işitmeye alışık olduğum dillerden biri olduğu için Kürtçe bana doğal geliyor, hepsi bu. Doğal ve yörel. Dolayısıyla da neden Kürtçe'yi yüzlerce diğer yörel dilden ayırdederek savunmam yahut övmem gerekiyormuş, anlamıyorum. Sivil olarak anlamıyorum yani. Sivil hayatta, Terekemece veya Kar...

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.