Ana içeriğe atla

Popülist bir hikaye

Yorumlar

  1. popülist öneriler ya da işaretler gayet güzel. bilmiyorum ama jcvd filmi dikkatimi çekti. popülist öğeler taşıyan her film popülist film olacak değil ama filmde geçen monolog popülist bir elden çıkmış. özeti van damme popülist midir?

    YanıtlaSil
  2. jonkilot fan dayım genelde lejyoner rolündedir. ve iye beyazlar aşkına kötü siyahları pataklar. kendi halkının halkçısı sayılabilir, bilemem; ama o kötü siyahlar arasında biz de yok muyuz sanki? steven segal vardır bir de, amerikan lejyoneri. bu B tipi oyuncuların filmleri genellikle gizli servislerin verdiği parayla döner. bunu da unutmamak lazım. her zaman batı devletlerinin militarizmini haklı çıkaran bir tarafları vardır. rambo'nun adı çıkmış. halbuki rambo amerikan vatanseveri de olsa anti-militarist bir filmdir. serinin ilk filminin adının "ilk kan" olması ve savaşın dış ülkede değil, bizzat amerikan topraklarında ahmak ve hain amerikan milisleri ve askerleriyle rambo arasında olması ilginçtir. serinin sonraki filmleri tutarlı bir şekilde cuntalara karşı verilen mücadeleyi anlatır, inandırıcı olmasa ve fbi kokusu alsak da. sonuçta bu tip filmlerde bolca halkçı sözler duyarız ve filmi seyretmemizi de bu tip sözler sağlar biraz; ama aslında faşist filmlerdir. faşizm çoğu yerde popülist bir görüntü verir, fakat halk tanımı hayali olup ayırımcı, bölücü, yıkıcı bir popülizm şeklidir. popülizm, faşizm için bir paravandan ibarettir. türkiye'deki halkçı parti yani CHF ve CHP deneyimi de biraz böyledir zaten. hakikaten halkçı bir tarafları olsa da faşist tarafları ağır basıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Taraf, Radikal okuyarak zihni bulanmış İslamcı kardeşlerime

Üstelik kalkıp acaba neden Kürtçe konusunda fetvayı cevaz vermiyoruz diye üstümüze geliyorlar. 1. Kürtçenin resmi dil olması teknik olarak imkansıza yakındır. 2. Şart da değildir; bir katkısı olmayacaktır. 3. Kültürle veya sivil alemle hiçbir ilgisi yok, direkt olarak Türkiye-Avrupa gerginliği tarihinde bir momentumdan ibarettir. Tasfiye veya Hece dergilerini çıkaranların bunları anlayacak zihin açıklığı ve dürüstlüğe sahip olmadığı belli, siz dinleyin bari. Söylediklerimin ulusalcılıkla, Türkçe meftunluğuyla bir ilgisi yok. Kürtçe birçok insanı şu veya bu nedenle rahatsız edebilir. Beni etmiyor. Kürtçeye birçok insan şu veya bu nedenle sempati besleyebilir, ben beslemiyorum. Çocukluk atmosferimde işitmeye alışık olduğum dillerden biri olduğu için Kürtçe bana doğal geliyor, hepsi bu. Doğal ve yörel. Dolayısıyla da neden Kürtçe'yi yüzlerce diğer yörel dilden ayırdederek savunmam yahut övmem gerekiyormuş, anlamıyorum. Sivil olarak anlamıyorum yani. Sivil hayatta, Terekemece veya Kar...

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.