Ana içeriğe atla

Öğrencinin ölümü


Yazın harçlık için İstanbul'da inşaatta çalışan Muğla Edebiyat 2. sınıf öğrencisi Ağrı Tutaklı Ömer Çetin 4. kattan düşerek hayatını kaybetti. Allah rahmet etsin.
İstanbul Ataşehir’deki Rotary Lisesi’nin inşaatında çalışan Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Edebiyatı 2. sınıf öğrencisi Ömer Çetin (20), üçüncü kattan düşerek hayatını kaybetti. Çetin’in okul masraflarını çıkarmak için günde 30 TL yevmiye ile çalıştığı, geceleri de inşaatta kaldığı belirtildi.


Batı Ataşehir Açelya Sokak üzerinde bulunan Ataşehir Rotary Lisesi’nin inşaatında bu sabah 09.30 sularında meydana gelen korkunç kaza görgü tanıklarının ifadesine göre şöyle gelişti:

Pi-Yapı Sanayi Turizm Dış Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü kontrolünde gerçekleştirdiği inşaatta bir aydan beri vasıfsız işçi olarak çalışan Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Edebiyatı 2. sınıf öğrencisi Ömer Çetin, elindeki keserle dördüncü kattaki kalıp tahtalarını sökmeye başladı. Bu sırada dengesini kaybeden Çetin, yaklaşık 15 metreden beton zemine çakıldı.

Ağır yaralanan Çetin’i gören arkadaşları hemen 112 Hızır Acil Servisi’ne haber verdi. Kısa süre içinde inşaata gelen sağlık ekibi, talihsiz gencin artık yaşamadığını tespit etti. Bunun üzerine polis ekiplerine haber verildi. Ataşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Olay Yeri İnceleme Ekipleri inşaata gelerek inceleme yaptı. Çetin’in cesedi incelemelerin tamamlanmasının ardından savcının talimatıyla morga gönderildi.

BİR AY ÖNCE GELDİ

Ağrı’nın Tutak ilçesinden inşaatta çalışmak için bir ay önce gelen Ömer Çetin’in, başarılı bir öğrenci olduğu, Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Edebiyatı 2. sınıf öğrencisi olduğu öğrenildi. Yurtkur’a bağlı Muğla Öğrenci Yurdu’nda kalan Çetin’in okul masraflarını karşılamak için her yaz farklı işlerde çalıştığı belirtildi. Çetin’in vasıfsız işçi olduğu için 30 TL yevmiye aldığını anlatan arkadaşları, "Elinde daha fazla para kalması için inşaatta kalıyordu. Sabah beraber kahvaltı yaptık. Çay içtik, keyfi yerindeydi. kahvaltıdan sonra herkes çalıştığı yeri gitti. Bu olay oldu. Çok üzgünüz" diye konuştular. Genç üniversitelinin memleketi Tutak'ta toprağa verileceği öğrenildi.

(Herhangi bir adam'dan)

Ayrıca...

Yorumlar

  1. sabahattin ali hikayelerinin aslında gerçekler olduğunun bir ispatı daha doğrusu.

    YanıtlaSil
  2. http://www.haberturk.com/yazarlar/546660-mechul-ogrenci-aniti E.TEMELKURAN yazmıştı geçen okudum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akbaba köyü 35 numara

Star tv'de yaklaşık bir ay önce başlayan, projesi Durul Bazan'a ait Gecekondu isimli program seyirciye yeni bir konsept sunuyor. Önceden yazılıp hazırlanmış bir metni olduğundan şüphe duyduğumuz Gecekondu programı güncel olaylara ve konulara eleştirel, saldırgan hatta kimi zaman anarşist bile diyebileceğimiz bir yaklaşım içinde. Zeynep Beşerler gibi süzme elitist, dünyada ne olup bittiğinden habersiz konukların dumura uğratıldığı bu absürd komediyi izlemenizi öneriyoruz. Çevrecilikten, Medyaya "steril" bir takım proje ve yaklaşımların üzerine limon sıkan bu yeni popülist dizi risk alarak ve cesaretle absürdün, politiğin, gündelik hayatın, komedinin ve ironinin sınırlarında dolaşıyor. Cuma gecesi 00.30'da yayınlanan diziyi aynı saatlerde talk show yapan disko krallarının, gece kuşlarının, aştürk baraş'ların izleyip feyz alması hatta belki utanması umulur...

Milli Savaş Hikayeleri

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Milli Savaş Hikayeleri'nde 1914-1924 yılları arasında yaşanan Milli Mücadele günlerinde gerçekleşen bazı trajedik olayları okuyuculara aktarıyor. Milli Mücadele Dönemi Türk halkı için bir kahramanlık ve ıstırap dönemi olmuştur.  Yazar da bunu eserinde ustaca ele almış olduğu olay ve hikayelerle sade ve açık bir şekilde okuyuculara iletiyor. Yazar genelde  Ege bölgesinde meydana gelen olayları ele alıyor.  Özellikle,  Türk tarihi için büyük bir felaket olan güzel İzmir’in işgali ve düşman kuvvetlerinin buradaki halka yapmış oldukları zulüm ve hakaretler büyük bir yer alıyor yazarın “Milli Savaş Hikayeleri” adlı eserinde. Bu işgaller karşısında çaresiz kalan halıkın aciz durumu da tüm açıklığıyla ortaya konuluyor. Kitapta bulunan    bazı hikayelerde de Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’yu işgali sırasında yerli halka  yapmış oldukları insanlık dışı işkenceler tanıklarıyla belirtiliyor.

Taraf, Radikal okuyarak zihni bulanmış İslamcı kardeşlerime

Üstelik kalkıp acaba neden Kürtçe konusunda fetvayı cevaz vermiyoruz diye üstümüze geliyorlar. 1. Kürtçenin resmi dil olması teknik olarak imkansıza yakındır. 2. Şart da değildir; bir katkısı olmayacaktır. 3. Kültürle veya sivil alemle hiçbir ilgisi yok, direkt olarak Türkiye-Avrupa gerginliği tarihinde bir momentumdan ibarettir. Tasfiye veya Hece dergilerini çıkaranların bunları anlayacak zihin açıklığı ve dürüstlüğe sahip olmadığı belli, siz dinleyin bari. Söylediklerimin ulusalcılıkla, Türkçe meftunluğuyla bir ilgisi yok. Kürtçe birçok insanı şu veya bu nedenle rahatsız edebilir. Beni etmiyor. Kürtçeye birçok insan şu veya bu nedenle sempati besleyebilir, ben beslemiyorum. Çocukluk atmosferimde işitmeye alışık olduğum dillerden biri olduğu için Kürtçe bana doğal geliyor, hepsi bu. Doğal ve yörel. Dolayısıyla da neden Kürtçe'yi yüzlerce diğer yörel dilden ayırdederek savunmam yahut övmem gerekiyormuş, anlamıyorum. Sivil olarak anlamıyorum yani. Sivil hayatta, Terekemece veya Kar...